Ana içeriğe atla

İLHAM VERİCİ BİR İKİ ŞEY / 16 GÜN 16 YAZI





Merhabalar! Meydan okumaya iki gün ara verdim çünkü yazacak bir şeyim yoktu. Ne evimde antika bir şey var ne de hayatım boyunca kayboldum.

Şimdi altıncı soruyla devam ediyorum: Son günlerde sana ilham veren ne okudun, izledin, gördün ya da dinledin? İster listele, ister tek tek anlat. Senin yaratıcılığına kalmış.

Son bitirdiğim kitap Sinem Ataklı'nın Proje 2417 kitabıydı. Çok iyi bir bilim kurguydu bana göre, soluksuz okudum. Bitirdikten sonra beynimin içinde çarklar dönmeye başladı, aklıma çok hoşuma giden birkaç sahne geldi. Ben de belki ileride bir bilim kurgu hikayesi yazarım diye hemen o sahneleri not aldım. Ama bu küçük kısımlar birleşip bir hikaye oluşturur mu, oluşturursa ne zaman olur hiçbir fikrim yok. Belki burada hep beraber bir hikaye yazarız.

Ayrıca camdan dışarı her bakışımda yeşeren ağaçlar, açan çiçekler, masmavi gökyüzü ve tertemiz havayla kendime geliyorum, beynim sakinleşiyor ve yepyeni fikirlerle doluyor. Bu aralar en büyük ilham kaynağım doğa sanırım. Gerçi o her zaman en büyük ilhamı veren değil mi?

Yorumlar

  1. kitabı not aldım okuyacağım inşallah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevindim, umarım benim kadar beğenirsin. Küçük bir uyarı yapayım, kitapta fazlasıyla kan ve işkence var. Böyle şeylerden rahatsız oluyorsan haberin olsun:)

      Sil
    2. Okuduğunuz kitaplar aynı ikinizin de :) Mesela Hatice Ay günlüğü kitaplarını okuyordu en son :)

      Sil
    3. Pencereden dışarısı en büyük ilham kaynağı, uzun zamandır bu kadar yakından takip edememiştin ya, şimdi daha farklı baktığına eminim.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ağaç Ev Sohbetleri - 58

Merhabalaar! Bu haftanın ağaç ev sohbetleriyle geldim yine. Konusu çok hoşuma gitti, hemen  yazayım dedim. Zaten sevdiğim havalarla ilgili bir yazı yazmayı düşünüyordum, güzel denk geldi. Sevgili Andromeda bulmuş konuyu. Teşekkür edelim ona da bu güzel konu için:) "Hangi mevsimin insanısınız, neden?" Tüm mevsimler çok güzel elbet. İyi ki hepsini yaşayabilen bir ülkedeyiz. Hepsini tadabilmek çok büyük zevk. Yaz olmadan kış, kış olmadan yaz anlaşılmazdı yoksa. Soğuk havalara aşığım. Isınmak serinlemekten daha kolay geliyor bana, üşüdüğümde sırtıma bir hırka alıp sorunu çözebiliyorum ama bir sıcak bastı mı vay halime. Yazı pek sevemiyorum o yüzden. Doya doya dondurma yiyebilme kısmı var ama orası çok güzel. Bir de piknik sezonu açılıyor, pikniğe de bayılırım. İlkbahar da güzel bu arada. Çiçekler, ağaçlar, hayvanlar uyanıyor hep beraber. Yaşam yeniden yüklenmiş gibi olmuyor mu ama? Her yer yeşil yeşil, mis gibi hava, ohhh. Sonbaharı biraz daha fazla severim. Hem yeni bir okul/iş...

Kitap Mimi

  Mimleri cevaplamayı hep çok sevdim. Bu sefer de ben bir tane yapayım dedim. Daha önceden birçok kitap mimi yapılmıştır illa ki, benim yazdığım sorulardan birkaçı da onlarda vardır. Ama yeniden cevaplamış olalım. Belki cevaplarımız değişmiştir. 1) Kitaplığındaki en eski kitap Benim kitaplığımda bulunan en eski kitap Fido. Anneme ablaları hediye almışlar 1986 yılında. İlk baskısı 1984'te olmuş, zaten bu kitap da birinci baskıdan. Sayfaları geçen yıllarla iyice sararmış, kapaktan ayrılmış. Ama eski kitaplara has o yoğun kokusunu içime çekmek çok hoşuma gidiyor. 2) Kitaplığındaki en yeni kitap   Ben genelde kitaplarımı internetten sipariş ediyorum ve toplu alıyorum. O yüzden aslında en yeni kitaplarım birkaç tane. Ama ben okumak için en heyecanlı olduğumu göstermek istedim. Çok ümitliyim ve seveceğime eminim.Hazır filminin fragmanı da yayınlanmışken hemen okumak istiyorum. 3) Sana hediye gelen bir kitap Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları benim düzenli kitap okumaya başlamamı sağ...

Hakkımda Bilmediğiniz 11 Şey Mimi

Herkese merhaba, yeni bir mim ile karşınızdayım. Bu sefer beni mimleyen  Sade ve Derin . Bloga katılalı zaten çok olmadı, hakkımda muhtemelen hiçbir şey bilmiyorsunuz. Bu sorularla beni biraz daha tanıyın o zaman. İşte hakkımda bilmediğiniz 11 şey: 1) Kendinde sevmediğin özelliğin nedir? Sevmediğim özelliğim yok sanırım. Sadece bazen fazla inatçı olabiliyorum. Bu elimde olan bir şey değil, inadım tuttu mu bir daha geri adım atmam. Bu biraz yorucu olabiliyor bazen. 2) En büyük takıntın nedir? Çok garip takıntılarım var aslında. Çıplak ayak en sevmediğim şeylerden biridir mesela. Bakmak bile hiç hoş değil. Bir de birinin tükürüğü tenime değdinde orayı acıyana kadar silerim. Hatta bazen acısa da devam ederim. Sanki tenime işlemiş ve bir daha çıkmayacakmış gibi hissederim. Ta ki unutana kadar. 3) Kimsenin bilmediği bir sırrın var mı? Tabi ki var. Herkesin vardır. Herkes kendini bir noktaya kadar karşı tarafa açabilir. Bazı şeylerin kimse tarafından bilinmemesi daha güve...