Ana içeriğe atla

GrishaVerse - Leigh Bardugo / Seri Yorumu


Merhabalar. Bugün çok güzel bir serinin yorumuyla geldim. Okumak için çok geç kaldığımı düşündüğüm bir seri. Bu yüzden aranızda hâlâ okumayan fantastik severler varsa daha fazla zaman kaybetmesin.

Kitap kitap olarak değil tüm seriyi yorumlamak istedim. Spoiler vermeden genel bir konusundan bahsedeyim: Alina Starkov, Birinci Ordu'da kartograf olarak görev yapıyor. Ülkelerinin kara belası Karanlıklar Diyarı'ndan geçerken en yakın arkadaşının -aynı zamanda sevdiği çocuk olur kendisi- ölümle burun buruna gelmesi üzerine Alina'nın varlığından haberi olmadığı güçleri açığa çıkar. İkinci Ordu'nun, yani Grishalar ordusunun, başı olan Karanlıklar Efendisi Alina'yı yanına alır. Alina'nın kafa karışıklığı yavaş yavaş geçerken her şey alt üst olur, güvendiği insanlara güvenmesi gerektiğini anlar. Alina'nın ülkesini karanlığın elinden kurtarması, gücünü artırmak için ihtiyacı olan büyüteci bulması ve bunları yaparken ölmemesi gerekmektedir.



Genel olarak tüm serideki olaylar bunlar. Ama konuşabileceğim o kadar çok şey var ki. Evrene ve karakterlere bayıldım. Olayların altı ve karakterlerin geçmişleri doluydu, hiçbir şey havada kalmadı benim için. Bu da bir kitabı ya da seriyi sevmemdeki en önemli unsurlardan biri.

Alina karakterine bayıldım. Kendine güveni yüksek ve iradesi kuvvetli. Gücü açığa çıkınca gerçekleri kabullenip adapte olması için bir kitap bitirmeme gerek kalmadı. Gerçek kimliğini ısrarla reddeden başkarakterler var ve beni deli ediyorlar.

Ayrıca Alina'nın gücüne de hayranım. Gücünü kullandığı sahneleri zihnimde canlandırmak o kadar keyifliydi ki.

Gelelim Karanlıklar Efendisi'ne -İngilizcesiyle Darkling-. Okuduğum en güçlü kötü kahramanlardan biriydi. Yaptıklarına sinir olsam da aynı zamanda zekasına hayran olmaktan kendimi alamadım. Aslında bazı şartlar farklı olsa kötü biri olmayacak bir karakter. İlerledikçe hakkında öğrendiğim şeyler ağzımı açık bıraktı. Tüm olayların kilit noktası bir karakter gerçekten.

Yan karakterlerden bahsetmezsem olmaz ki zaten hepsi başkarakter gibiydi. Malyen, efsane yetenekli izci. Kendisini çok sevemedim nedense. Başlarda hep kaçalım saklanalım taraftarıydı ve Alina ona uyacak diye baya korktum. Daha sonra yaptığı şeyler bu açığı kapattı ama yine de tam ısınamadım. Onunla ilgili gerçeği öğrendiğimde de çok şaşırmıştım ve o sahneyi tekrar tekrar okudum.

Ve Nikolai. Bir karakteri bu kadar sevmem doğal olamaz. Okumayan birine Nikolai'yi anlatmam zor ama okuyan herkes büyük ihtimalle benim gibi seviyor. Komik, cesur, nazik, asil ve çok iyi bir asker.  Asker diyince yanlış anlaşılmasın kendisi prenstir aslında. Çok da fedakâr. Diğer olaylar için olmasa da sırf Nikolai için okunur bu seri.

Sondaki sahnelerde gözlerim dolu dolu oldu. Kargalar Meclisi serisini de okumak istiyorum. Grisha evreninde daha fazla vakit geçirmek istiyorum. Aynı evrende geçen "Kingdom of Ash" adlı bir kitap daha var, keşke onu da çevirse bir yayınevi.

Bir de belki duymuşsunuzdur, serinin Netflix'te dizisi çıkıyor. İlk kitapla aynı isimde "Shadow and Bone". Dizide Kargalar Meclisi'nden de karakterler varmış. Dizi yayınlanmadan onları da okumak istiyorum. Gerçi daha çok zamanım oluyor böylelikle.

Okuyanlar konuşmak istedikleri olayları yorumlara yazabilir, spoiler uyarısı koymayı unutmayın. Okumayanlar da en kısa zamanda okusunlar. Böyle bir zevkten mahrum kalmayın!

Yorumlar

  1. Aslında haklısınız. Ana karakterlerin çok fazla zaafı ve zayıf noktası olduğu için bazen yetersiz kaldıkları oldu. Nikolai gerçekten en iyi karakter, benim de en sevdiğim:)

    YanıtlaSil
  2. hımms isimleri kapakları konusu ve ailina iyimiş olabileer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzeldi gerçekten. Daha yeni bitirdim ama yeniden okuyasım var:) fantastik seviyorsan kesinlikle oku.

      Sil
  3. bende şuan ilk iki kitap var gölge ve kemiği okumaya başladım ama sindire sindire sakince ilerliyorum bazen sevdiğim yeri bir daha okuyorum :D kitaptaki evrene daha şimdiden bayıldım ve harita olması tolkienden sonra beni gerçekten etkileyen bir unsur :D ve malyeni pek sevemedim ben :D dizisi olacağını da şimdi senden öğrendim izlemek çok heyecanlı olacak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de sindire sindire ve olabildiğince yavaş oku! Ben bu kadar hızlı bitirdiğim için kızıyorum kendime. Harita bence de çok güzel bir detay, sürekli açıp açıp baktım hangi şehir nerede diye. Aslında çoğu fantastik kitabın haritası var ama bazı yayınevleri çevrilen kitaplara harita koymuyor. Malyen'i ben de sevememiştim ve seriyi bitirdikten sonra da fikrim pek değişmedi. Saygı duyuyorum ve yeteneklerine hayranım ama yine de sevemiyorum bir türlü😅 Dizisi için ben de çok heyecanlıyım, diğer seriyi de en kısa zamanda okumak istiyorum. Dizideki Malyen'i de tutturamamışlar, beğenmedim:D

      Sil
    2. diğer seriyi de senden duydum bahsetmeyi unutmuşum onu da merak ettim okurum ben de :) dizi hakkında bir şeylere bakmadım hala önce kitabı bitirmek istiyorum :D dizi film ve kitaplar çoğu zaman tam olarak uyumlu olmuyor bu kötü ama tamamen yeni bir şeymiş gibi düşünerek izlerim ben uyarlamaları :)

      Sil
    3. Evet hep farklılıklar oluyor. Dediğin gibi tamamen farklı bir şeymiş gibi izlemek en iyisi galiba:)

      Sil
  4. Bu seri mükemmel bir seri ben de geçtiğimiz yazın başlarında -ya da ilkbaharın sonlarında- okumuştum, çok çok çok sevmiştim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok sevdim. Uzun zamandır listemdeydi, keşke daha önceden okusaymışım dedim hep içimden:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ağaç Ev Sohbetleri - 58

Merhabalaar! Bu haftanın ağaç ev sohbetleriyle geldim yine. Konusu çok hoşuma gitti, hemen  yazayım dedim. Zaten sevdiğim havalarla ilgili bir yazı yazmayı düşünüyordum, güzel denk geldi. Sevgili Andromeda bulmuş konuyu. Teşekkür edelim ona da bu güzel konu için:) "Hangi mevsimin insanısınız, neden?" Tüm mevsimler çok güzel elbet. İyi ki hepsini yaşayabilen bir ülkedeyiz. Hepsini tadabilmek çok büyük zevk. Yaz olmadan kış, kış olmadan yaz anlaşılmazdı yoksa. Soğuk havalara aşığım. Isınmak serinlemekten daha kolay geliyor bana, üşüdüğümde sırtıma bir hırka alıp sorunu çözebiliyorum ama bir sıcak bastı mı vay halime. Yazı pek sevemiyorum o yüzden. Doya doya dondurma yiyebilme kısmı var ama orası çok güzel. Bir de piknik sezonu açılıyor, pikniğe de bayılırım. İlkbahar da güzel bu arada. Çiçekler, ağaçlar, hayvanlar uyanıyor hep beraber. Yaşam yeniden yüklenmiş gibi olmuyor mu ama? Her yer yeşil yeşil, mis gibi hava, ohhh. Sonbaharı biraz daha fazla severim. Hem yeni bir okul/iş...

Kitap Mimi

  Mimleri cevaplamayı hep çok sevdim. Bu sefer de ben bir tane yapayım dedim. Daha önceden birçok kitap mimi yapılmıştır illa ki, benim yazdığım sorulardan birkaçı da onlarda vardır. Ama yeniden cevaplamış olalım. Belki cevaplarımız değişmiştir. 1) Kitaplığındaki en eski kitap Benim kitaplığımda bulunan en eski kitap Fido. Anneme ablaları hediye almışlar 1986 yılında. İlk baskısı 1984'te olmuş, zaten bu kitap da birinci baskıdan. Sayfaları geçen yıllarla iyice sararmış, kapaktan ayrılmış. Ama eski kitaplara has o yoğun kokusunu içime çekmek çok hoşuma gidiyor. 2) Kitaplığındaki en yeni kitap   Ben genelde kitaplarımı internetten sipariş ediyorum ve toplu alıyorum. O yüzden aslında en yeni kitaplarım birkaç tane. Ama ben okumak için en heyecanlı olduğumu göstermek istedim. Çok ümitliyim ve seveceğime eminim.Hazır filminin fragmanı da yayınlanmışken hemen okumak istiyorum. 3) Sana hediye gelen bir kitap Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları benim düzenli kitap okumaya başlamamı sağ...

Hakkımda Bilmediğiniz 11 Şey Mimi

Herkese merhaba, yeni bir mim ile karşınızdayım. Bu sefer beni mimleyen  Sade ve Derin . Bloga katılalı zaten çok olmadı, hakkımda muhtemelen hiçbir şey bilmiyorsunuz. Bu sorularla beni biraz daha tanıyın o zaman. İşte hakkımda bilmediğiniz 11 şey: 1) Kendinde sevmediğin özelliğin nedir? Sevmediğim özelliğim yok sanırım. Sadece bazen fazla inatçı olabiliyorum. Bu elimde olan bir şey değil, inadım tuttu mu bir daha geri adım atmam. Bu biraz yorucu olabiliyor bazen. 2) En büyük takıntın nedir? Çok garip takıntılarım var aslında. Çıplak ayak en sevmediğim şeylerden biridir mesela. Bakmak bile hiç hoş değil. Bir de birinin tükürüğü tenime değdinde orayı acıyana kadar silerim. Hatta bazen acısa da devam ederim. Sanki tenime işlemiş ve bir daha çıkmayacakmış gibi hissederim. Ta ki unutana kadar. 3) Kimsenin bilmediği bir sırrın var mı? Tabi ki var. Herkesin vardır. Herkes kendini bir noktaya kadar karşı tarafa açabilir. Bazı şeylerin kimse tarafından bilinmemesi daha güve...