Ana içeriğe atla

BİRAZ SOHBET VE #SENDEYAP PROJESİ

Öncelikle herkese merhabalar. Uzun bir aradan sonra geri döndüm. 4 aydır blog yazısı paylaşmamamın sebebi emin olamamamdı. Buradaki ortama tam alışamadım, bu beni biraz sıktı. Ama sonra hepi topu 3 aydır kullandığım bir mecraya ne kadar alışabileceğimi düşündüm. Biraz daha fazla zamana ihtiyacım var kesinlikle. Buradaki insanlarla da iletişim içinde olmak istediğime karar verdim.

İkinci sebep ise kendimi sadece kitap yorumu paylaşmaya şartlandırmış olmamdı. Hem Instagramda hem de burada aynı şeyleri yazmak bir süre sonra sıkıcı gelmeye başladı ve ben de blog yazmayı bırakıp daha pratik ve -dürüst olmak gerekirse- daha popüler diye Instagram hesabıma yoğunlaştım. Neden kendimi sadece kitap yorumu paylaşmakla kısıtladım bir fikrim yok. Aslında bakınca kitap yorumu dışında bahsedecek bir konu bulamadım galiba. Ama artık güncel olayları ve projeleri daha sıkı takip ediyorum ve hepsi hakkında konuşabilirim!

Anlaşılacağı üzere buraya geri dönmek ve buradaki ortamın bir parçası olmak istiyorum. Umarım bu konuda bana yardım edersiniz.

Yukarıda bahsettiğim gibi sosyal medyada kitap okumayla ilgili çok güzel etkinlikler oluyor ve ben de heyecanla takip ediyorum. Birkaç hafta önce başlayan ve birkaç gün önce benim de katıldığım bir projeden bahsetmek istiyorum sizlere: #sendeyap projesi.

Instagramda @kitaplarvesozleri kullanıcı adıyla kitap bloggerlığı yapan Sena Nur IŞIK, yakın zamanda @hashtagsendeyap adında bir hesap açtı. Bu hesabın amacı, ülkenin her yerinden insanların katılabileceği etkinliklerle ülkede kitap okuma farkındalığı oluşturmak.

Ve birkaç hafta önce ilk etkinliği duyurdu. Bu etkinlikte yapılan şey ister elinizde olan kitapları ister bu proje için satın aldığınız kitapları üzerine küçük notlar yazarak şehrin farklı noktalarına bırakmak. Daha sonra biri o kitabı bulacak ve belki de siz bir kişinin kitap okumayı sevmesine vesile olacaksınız.

Ben bu etkinliğe katılmak için Modern Klasikler Serisi'nden çok sevdiğim iki kitabı aldım: Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat ve Dr. Jekyll ile Bay Hyde.


Üzerlerine kısa notlar yapıştırarak okula giderken kullandığım duraklara bıraktım. Umarım bulan kişiler de benim kadar sevmişlerdir kitapları.


Bu konuyu böyle uzun uzun anlatmamın sebebi bu fikri çok sevmiş olmam. Olabildiğince fazla insana ulaşıp bu fikri yaymak istiyorum. Siz de yaşadığınız şehirlere birer kitap bırakmaya ne dersiniz?

Yorumlar

  1. Hoş geldin. Takipteyim seni :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş buldum:) Teşekkürler, umarım bu sefer yılmadan devam edebilirim.

      Sil
  2. Kitap okumayı seven insan yazmayı da seviyor..
    Ama Instagram yazma sevgisinin karşılığını vermiyor, orası görmelik, yazmalık okumalık değil.
    O yüzden bloğuna tekrar şans vermen çok iyi oldu,inan bana.
    Alışma sürecini de biraz uzun tut.
    Yazmayı okumayı seven bir insanın blog aleminden sıkılması mümkün değil 🎈

    YanıtlaSil
  3. Bu projeyi biliyorum. Çok güzel bir düşünce ama bir de şöyle bir şey var. Maalesef kitabı alan kişilerin bunu yapacaklarından emin olamamak insanı üzüyor:(
    Bu arada bloğuna mail abonelik butonu koyarsan daha rahat takip edebiliriz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onların da bu etkinliği devam ettirmesi kendi tercihleri. Bir kişinin kitap okumasına vesile olabildiysem bu bana yeter:) mail abonelik butonuna da bakacağım, teşekkürler 💛

      Sil
    2. Bloguma 'Emaille Takip Et' kısmını ekledim, sayfanın en altından ulaşabilirsin. Böyle bir öneri sunduğun için teşekkürler!

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap Mimi

  Mimleri cevaplamayı hep çok sevdim. Bu sefer de ben bir tane yapayım dedim. Daha önceden birçok kitap mimi yapılmıştır illa ki, benim yazdığım sorulardan birkaçı da onlarda vardır. Ama yeniden cevaplamış olalım. Belki cevaplarımız değişmiştir. 1) Kitaplığındaki en eski kitap Benim kitaplığımda bulunan en eski kitap Fido. Anneme ablaları hediye almışlar 1986 yılında. İlk baskısı 1984'te olmuş, zaten bu kitap da birinci baskıdan. Sayfaları geçen yıllarla iyice sararmış, kapaktan ayrılmış. Ama eski kitaplara has o yoğun kokusunu içime çekmek çok hoşuma gidiyor. 2) Kitaplığındaki en yeni kitap   Ben genelde kitaplarımı internetten sipariş ediyorum ve toplu alıyorum. O yüzden aslında en yeni kitaplarım birkaç tane. Ama ben okumak için en heyecanlı olduğumu göstermek istedim. Çok ümitliyim ve seveceğime eminim.Hazır filminin fragmanı da yayınlanmışken hemen okumak istiyorum. 3) Sana hediye gelen bir kitap Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları benim düzenli kitap okumaya başlamamı sağl

Ağaç Ev Sohbetleri - 58

Merhabalaar! Bu haftanın ağaç ev sohbetleriyle geldim yine. Konusu çok hoşuma gitti, hemen  yazayım dedim. Zaten sevdiğim havalarla ilgili bir yazı yazmayı düşünüyordum, güzel denk geldi. Sevgili Andromeda bulmuş konuyu. Teşekkür edelim ona da bu güzel konu için:) "Hangi mevsimin insanısınız, neden?" Tüm mevsimler çok güzel elbet. İyi ki hepsini yaşayabilen bir ülkedeyiz. Hepsini tadabilmek çok büyük zevk. Yaz olmadan kış, kış olmadan yaz anlaşılmazdı yoksa. Soğuk havalara aşığım. Isınmak serinlemekten daha kolay geliyor bana, üşüdüğümde sırtıma bir hırka alıp sorunu çözebiliyorum ama bir sıcak bastı mı vay halime. Yazı pek sevemiyorum o yüzden. Doya doya dondurma yiyebilme kısmı var ama orası çok güzel. Bir de piknik sezonu açılıyor, pikniğe de bayılırım. İlkbahar da güzel bu arada. Çiçekler, ağaçlar, hayvanlar uyanıyor hep beraber. Yaşam yeniden yüklenmiş gibi olmuyor mu ama? Her yer yeşil yeşil, mis gibi hava, ohhh. Sonbaharı biraz daha fazla severim. Hem yeni bir okul/iş

Değişimin İlk Günü

Yeni bir hafta başlangıcı, yeni alışkanlıklar kazanmaya başlamak için harika bir zaman. Benim kazanmak istediğim yeni alışkanlık erken kalkmak. Uykuyu çok seven biri olarak bu benim için çok zorlayıcı bir şey. Gece bir şeyler yapmayı çok seviyorum, sabah uykularını da aynı şekilde. Zaten gece geç yatınca uyanmam öğle saatlerini buluyor. Fakat okul dışında erken kalkmayı başardığım birkaç nadir günde çok mutlu hissettiğimi fark ettim hep. 9'da kalktığımda -ki bu benim için çok erken bir saat- 12'ye kadar çok fazla iş hallediyorum. O üç saatlik zaman dilimi sanki apayrı bir gün gibi. Öğle ezanına kadar ne yapabilirsem en verimli şeyler onlar oluyor, öğleden sonrası çorap söküğü gibi geliyor. Bugün ise sabah namazına kalktım, yaklaşık 6.20 gibi, ve sonrasında bir daha uyumadım. Namaz, ayılma ve birkaç küçük şeyden sonra 7 gibi günümü başlattım.  Derslerim 9'da başlıyor, yani iki saatim vardı. Önce bir süredir ilgilenemediğim İspanyolca'yla ilgilendim. Birkaç alıştırma yapt